BDT
Bilişsel Davranışçı Terapi, bilimsel ilkelerin psikoterapi alanına uygulanmasıyla ortaya çıkmış çağdaş bir psikoterapi ekolüdür. BDT, psikolojik sorunlarımızın, olayları olduğu gibi değil, olduğumuz gibi görmemizden kaynaklandığını savunur. “Bilişsel çarpıtmalar” adı verilen; gerçeklik algımızla oynayan, durumlarla ilgili gerçekte olduğundan farklı yargılara varmamıza yol açabilecek, kalıplaşmış ve genellikle olumsuz olan otomatik düşünceler üzerine ve bunların altında yatan temel inançlar (şemalar) üzerinde çalışılır. Şemalar ve otomatik düşünceler arasında yer alan ara inanç (kurallarımız ve varsayımlarımız) üzerine de çalışarak girilen kısır göndüler ve işlevsel olmayan baş etme şekillerini ortadan kaldırmayı hedefler.
Çarpıtılmış düşüncelerimizi daha işlevsel düşüncelerle değiştirmemiz, olayları olduğu gibi, daha esnek ve gerçekçi yorumlamımıza yol açacağı gibi, çarpıtmalardan arınmış bir düşünce sistemi bizleri daha işlevsel duygu ve davranışlara yönlendirir.
BDT’deki amacımız kişilerin düşüncelerini olumlu ve pozitif bir hale getirmek değil, daha esnek ve gerçekçi bir bakış açısına sahip olmalarını sağlamak ve alternatif düşünme becerilerini arttırmaktır. Bu bağlamda, BDT sadece kişilerin güncel sorunlarını çözmeyi değil, başvuranların bütün yaşamları süresince sorunlarını çözmekte kullanabilecekleri becerileri öğrenmesini ve kişilerin kendi kendilerinin terapistleri olmalarını hedefler.
MKT
Metakognitif Terapi; endişe, ruminasyon ve dikkat fiksasyonu durumlarını sürdüren inançları değiştirmeye odaklanan bir psikoterapi ekolüdür. Metakognitif Terapi, öncelikle kişilerin kendi düşünceleri ve zihinlerinin nasıl çalıştığı hakkında neye inandıklarını keşfetmesiyle başlayıp, ardından kişiye bu inançların semptomları kötüleştirmeye hizmet eden düşüncelere nasıl yol açtığını gösterme ve son olarak da semptomların azalmasını sağlamak için düşüncelere yanıt vermenin alternatif yollarını sağlama adımlarıyla çalışır.
En yaygın olarak sosyal anksiyete bozukluğu, yaygın anksiyete bozukluğu (GAD), sağlık anksiyetesi, obsesif kompulsif bozukluk (OKB) ve travma sonrası stres bozukluğu (PTSD) gibi anksiyete bozukluklarının yanı sıra depresyon tedavisinde kullanılır.
Metakognitif terapiye göre, otomatik negatif düşünceler evrenseldir ve hepimizin aklına sıklıkla gelir. Fakat bazılarımız bu negatif düşüncelerin zihnimize gelip geçmesine izin vermez, yanıt verir, dikkatini oraya kitler ve sonunda içinden çıkılamayacak bir girdaba girer. Bu girdaptan çıkmak için düşüncelerimizden kaçma, kaçınma, bastırma gibi işlevsel olmayan zihinsel stratejilere başvurur ve o girdap içinde daha da boğulurken buluruz kendimizi. MKT’ye göre normalde geçici olan duygu, düşünce ve şemalarımızı ekstra yanıtlar vererek, dikkatimizi tehdide odaklayarak, endişe ve ruminasyon ile cevap vererek kalıcı hale getirir ve böylece içinden çıkılmaz bir duygusal acıyı deneyimlerken buluruz kendimizi.
Bu bağlamda, MKT terapisinde, kişilerin zihinsel süreçlerle kurduğu ilişkiyi esnetmek, işlevsel olmayan baş etme şekillerini değiştirmek ve mental bir esneklik sağlamak en önemli hedeflerimizdendir.
Gottman Çift Terapisi
Çift Terapisinde Gottman yöntemi, Dr. John Gottman’ın 1970’te başlayan ve bugüne kadar devam eden araştırmalarına dayanmaktadır. John Gottman’ı diğer çift terapisi alanında çalışan araştırmacılardan ayıran en önemli fark Gottmanın sadece mutsuz giden ilişkileri değil, mutlu giden yani kendi tanımı ile ilişki ustalarını da incelemiş olmasıdır. Gottman çift terapisi yönteminin en güçlü yönü değerlendirme aşamasıdır. Çiftin ilişkilerinin adeta detaylı bir röntgeni çekilir ve sonrasında çiftler ilişkilerinin iyi giden, gelişmesi gereken ve zayıf oldukları yönleri ile ilgili çok kapsamlı bir geri bildirim alırlar.
Bu süreçte çiftlere, çatışmaları yapıcı biçimde ele almayı sağlamak amacıyla, “çözülebilir sorunları” yönetmek ve “çıkmaza girmiş” (veya tekrar eden) sorunlar hakkında diyalog oluşturmak için yöntemler sunulacaktır.
Gottman Çift Terapisi’ndeki başlıca amaç, pertnerlerin birbirlerini gerçek anlamda duymalarını ve birbirlerinin ihtiyaçlarını anlamalarını sağlamaktır. Gottman’a göre ilişkide bunu engelleyen ve ilişkiyi zehirleyen 4 öğe vardır. Gottman bunlara Mahşer’in 4 Atlısı ismini vermiştir: Eleştiri, Savunma, Aşağılama ve Duvar Örme. Bu ekolün başlıca hedefi, bu 4 kavramın ilişkilerden arındırılması ve sağlıklı bir iletişimin kurulabilmesini sağlamak ile birlikte, çiftlerin tartışma dışındaki zamanlarında da güçlü bir ilişkiye sahip olmalarına yardımcı olmaktır.
Süreç içerisinde terapist, partnerlerin ilişki içerisindeki ihtiyaçlarını ve bu ihtiyaçların karşılanması adına belirginleşmiş kısır döngüleri belirlemede partnerlere yardımcı olurken, onlara eşit mesafede yaklaşır ve kişileri değil ilişkiyi tedavi etmeyi amaçlar.